sadsad x
asdasd

Yüzyıllardır kullanılan mucize: Şap

27 Ekim 2019
Yüzyıllardır kullanılan mucize: Şap

Yazıya öncelikle şapın tanımıyla başlayalım:

Şap, formülü potasyum alüminyum sülfat olan, tamamen doğal, kokusuz bir tuz çeşididir. İnsanoğlunun tarihte kullandığı en eski doğal malzemelerden bir tanesidir. Öyle ki; hijyene çok önem veren antik mısırlılar binlerce yıl önce şapı kötü vücut kokularını önlemek amacıyla kullanıyorlardı.

Şapın günümüzde pek çok farklı alanda kullanımı vardır; ama bizi ilgilendiren geleneksel tıraşta uzun yıllardır kullanılmasının sebepleri; ufak kesikleri kapatması, tıraş sonrası damarları büzücü etkisiyle tahrişi gidermesi, varsa kanamayı durdurması, cilt gözeneklerini sıkarak cilde gerginlik, sıkılık hissi vermesi, anti bakteriyel özelliği sayesinde akne, sivilce ve kıl dönmelerini önlemesi, tahrişten kaynaklanabilecek iltihabı önlemesi, cildi yatıştırması ve düzenli kullanımda cildinizi sağlıklı hale getirmesidir. Bunlarla da kalmaz gerek yüzde, gerek koltuk altında bakteri üremesinin önüne geçerek kötü kokuları engeller.


Burada önemli bir nokta şapı, mineral deodorantlar ile karıştırmamaktır. Şap, doğadan elde edilen tamamen doğal bir malzemedir. Piyasada satılan bazı mineral deodorantlar ise çeşitli mineral tuzlardan sentetik olarak üretilirler. Görünüm olarak ikisi benzer olabilir. Bu noktada tüketici olarak ne aldığınızı kontrol etmeniz önemlidir. Şap, sentetik mineral deodorantlar veya terleme önleyici ürünler gibi ter bezlerinizi bloke ederek terlemeyi önlemez. Kötü kokunun sebebi çoğu zaman, burada üreyen bakterilerin yaydıkları gazlardır. Şap, bu bölgelerdeki bakterileri temizleyerek ve üremesini önleyerek kokuyu bu şekilde zararsızca engeller. Ki, şap kullandığınızda da terlediğinizi ama bunun kötü kokuya yol açmadığını fark edeceksiniz. Çünkü gözenekleri kapamaz, tıkamaz. Çok efektif bir şekilde kokuyu keser ve temizlik hissi sağlar. En güzel yanlarından birisi de, çok ekonomik olmasıdır, ufak bir parça şap düzenli kullanımda birkaç sene gitmektedir.

Şap’ın bir başka güzelliği de, ne kadar başarılı bir tıraş olduğunuz konusunda harika bir gösterge olmasıdır. Eğer tıraş sonrasında yüzünüze şap sürerken yanma hissediyorsanız anlayın ki cildinizi fazla kazımış ve tahriş etmişsiniz. İdeali, şapı yüzünüze sürerken, belki çok hafif bir ısırma, ama hiçbir yanma hissetmemenizdir. Bu, cildinizi zorlamadan tıraş olmuş olduğunuzu gösterir. Tabi yanma hissetseniz de hiç sorun değil; şap bunu kısa sürede dindirecek ve cildinizi rahatlatacaktır. Ayrıca kaygan saplı bir tıraş makinesi ya da ustura kullanacaksanız, parmaklarınıza şap sürmeniz durumunda, bu kayganlığı alarak, olası kazaların önüne geçebilirsiniz.


Peki ama şap zararlı mı?

Bol bol yemezseniz hayır. Eğer yerseniz, tabi ki bir takım yan etkileri ve zararları var. Alzheimer mı? İşte orada durun.

Sıklıkla Alzheimer hastalığı ile ilişkilendirilen alüminyum kelimesi günümüzde bizler için adeta öcü olmuş durumda. Ne var ki; yapılan çalışmalar ile alüminyumun herhangi bir bağlantısı kanıtlanmış değil. Kaldı ki, şapın içeriği alüminyumun tuz bileşimi, doğrudan metali değil.

Alüminyum metalinin Alzheimer hastalığına yol açtığı iddia eden çalışmalarda bu ikisini bağdaştıran bulgular yoktur. Dünya sağlık örgütüne (WHO) göre de; alüminyumun Alzheimer hastalığına sebep olduğunu, herhangi bir patolojiye yol açtığı ya da hastalığı hızlandırdığını gösteren bir bulgu yoktur.

İlaveten, riskli olduğu savunulan anti perspirant tipi yani terleme önleyici ürünlerle, şapın içeriği farklıdır. Doğadan elde edilen şap, potasyum alüminyum sülfat içeriyorken, bahsi geçen terleme önleyici ürünlerin içeriğinde alüminyum klorür veya alüminyum klorohidrat vardır. Bu ikisi birbirinden farklı bileşimlerdir. Bu ikisi ciltteki amino asitler ve peptitlerle reaksiyona girip bir jel dokusu oluşturur ve ter bezlerini bloke ederek terlemeyi önlerler. Potasyum alum ise jelleşmeden, yüzeyde kalarak, bakteri üremesinin önüne geçer ve kokuyu engeller.

Alüminyumla hastalığı bağdaştırmak veya buna karşı çıkmak adına hala yapılan pek çok bilimsel araştırma var, ama şapla hastalığı bağdaştıran bir çalışma bulunmuyor. Bu konuda yapılmış bilimsel çalışmaları kendiniz de araştırarak kararınızı verebilirsiniz. Ancak Mısır ve Uzakdoğu’da yüzlerce hatta binlerce yıldan beri kullanılan bu doğal ürün konusunda önyargılı olmamanızı tavsiye ederiz. Yeter ki etikete bakarak ve ne aldığınızdan emin olarak kullanın.

Bir başka blog yazısından görüşmek üzere, tıraş keyfiniz daim olsun!

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.